Dijitalleşmenin Tarihsel Gelişimi Dijitalin hayatımızdaki görünürlüğü aslında çok yeni değil.
İnsanlık dijitalleşmeyle ilk olarak elektronik bilgisayarların geliştirilmesi ve kullanılmasıyla tanıştı. İlk dijital bilgisayarlar 20. yüzyılın ilk yarısında geliştirilmeye başlandı. Sonrasında da hız kesmeden gelişti ve tüm sektörleri etkisi altına aldı. Aslında dijitalleşmenin başlangıcı mekanik, yani makinelerdir. Hep klavyenin ucunda değildik, teknoloji ve dijital dönüşümün hikayesi Sanayi devriminin sonrasını da kabul edebiliriz. Tarihin dönüm noktasındaki dijitalleşme süreçlerini bazı örneklerle açabiliriz. Alan Turing, 1936 yılında “Turing makinesi” adını verdiği teorik bir hesaplama modeli ortaya koydu. Bu teorik model günümüz dijital bilgisayarlarının temel mantığına dayanmaktadır.
Zaman içinde, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir dizi elektronik bilgisayar geliştirildi ve kullanıma sunuldu. Bu bilgisayarlar dijital hesaplamalar yapmak için elektronik devreler kullanıyordu. Bu süreçte transistörün icadıyla birlikte elektronik cihazlar daha küçük, daha hızlı ve daha güvenilir hale geldi. Bu da dijital teknolojilerin gelişmesinde ve hızlanmasında oldukça etkili bir rol oynadı. Teknolojinin Evrimi ve Dijital Devrim 1970’lerin ortalarından itibaren kişisel bilgisayarlar popüler hale gelmiştir. 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında internetin herkese açık hale gelmesi, bilgi paylaşımı ve iletişimin dijitalleştirilmesinde önemli bir adım olarak görülmüştür.
Akıllı telefonların ve tablet cihazların yaygın kullanımı dijitalleşmenin kişiselleştirilmesini ve her yerden erişilebilir olmasını sağlamıştır. Dijitalleşme, insanlığın tarihsel sürecinde elektronik bilgisayarların geliştirilmesi ve kullanılmasıyla başlamıştır. İlk dijital bilgisayarlar 20. yüzyılın ilk yarısında geliştirilmeye başlanmış ve teknolojik ilerlemelerle sürekli geliştirilmiştir. Örneğin Alan Turing’in Turing makinesi teorisi günümüz bilgisayarlarının temelini atmıştır. Dijitalleşme, teknolojinin ilerlemesinin ve dijital teknolojilerin toplum, ekonomi ve kültür üzerindeki etkisinin ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği bir kavramdır.
Ülkeler arasındaki dijitalleşme seviyeleri birçok faktöre bağlı olarak değişmektedir. Ülkelerin dijitalleşme seviyeleri teknolojik altyapılarıyla yakından ilişkilidir. İnternet erişimi, mobil ağlar, hızlı veri iletimi ve bilgi teknolojileri gibi altyapı unsurları dijitalleşmeyi derinden etkiliyor. Gelişmiş ekonomilere sahip ülkeler, dijitalleşmeye daha fazla kaynak ayırarak dijitalleşme seviyelerini artırmak için önemli yatırımlar yapmaktadır. Dijitalleşme, toplumun bu değişimleri kabul etmesi ve benimsemesi gereken bir süreçtir. Toplumun teknolojiye yaklaşımı ve dijitalleşme isteği ülkenin dijitalleşme düzeyini etkilemektedir.
Aynı zamanda ülkelerin kültürel değerleri ve normları da dijitalleşme sürecini etkilemektedir. Bazı ülkeler geleneksel değerlere daha bağlıdır ve bu durum dijitalleşme hızını etkileme potansiyelini artırmaktadır. Türkiye’nin Dijital Geleceği ve Vizyonu Türkiye’nin dijital dönüşümü son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Türkiye, geniş bant internet erişimi ve mobil ağlara önemli yatırımlar yapmıştır. Bu yatırımlar zaman içinde meyvelerini veriyor ve daha fazla insanın internete erişimini sağlıyor. Benzer şekilde Ankara, 5G teknolojisinin yaygınlaştırılması için çalışmaya devam etmektedir. Türkiye e-devlet uygulamalarında önemli adımlar atmıştır.
Vatandaşlar kamu hizmetlerine dijital olarak erişmekte ve vergi ödemelerinden sağlık hizmetlerine kadar birçok işlemi çevrimiçi olarak gerçekleştirerek vatandaşlarına birçok Avrupa ülkesine kıyasla daha etkili kamu hizmetleri sunmaktadır. Benzer şekilde eğitim alanında da dijital dönüşümün teşvik edilmesi için çalışmalar yürütülüyor. Özellikle pandemi döneminde uzaktan eğitimin önem kazandığı göz önünde bulundurularak, altyapı ve içerik geliştirmek için önemli yatırımlar yapılmıştır. Öte yandan, Türkiye birçok teknoloji start-up’ına ev sahipliği yapıyor. İnovasyon ve girişimcilik ekosistemi dijitalleşmeyi hızlandırıyor. Buna paralel olarak Türkiye, başta e-ticaret sektörü olmak üzere birçok alanda önemli atılımlar gerçekleştiriyor.
Dijital dönüşüme ayak uydurmak artık tüm dünya ülkelerinin ilk sıralarda yer alması gereken en önemli alanlardan biri. Türkiye’nin yüzüncü yılında dijital dönüşüm, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimi için hayati bir öneme sahip. Bu dönemde eğitimden sağlığa, sanayiden teknolojiye kadar birçok alanda atılacak adımlar Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek. Eğitim sisteminin dijital becerilerle güncellenmesi, öğrencilerin geleceğin iş dünyasına hazırlanmasını sağlayacaktır. Teknoloji ve inovasyona yönelik Ar-Ge yatırımları, Türkiye’nin küresel rekabette daha etkin bir rol oynamasını sağlayacaktır.
Siber güvenlik altyapısının güçlendirilmesi dijital dönüşümün getirdiği risklere karşı koruma sağlayacak, veri ve kişisel gizliliğin korunmasına yönelik yasal düzenlemeler ülkenin dijital güvenliğini artıracaktır. Sanayi sektöründe dijital teknolojilerin ve IoT’nin yaygınlaştırılması üretim kapasitesini ve verimliliği artıracaktır. Sağlık sektöründe dijital hizmetlerin kullanılması sağlığa erişimi genişletecek ve kalitesini artıracaktır. Vatandaşlara dijital okuryazarlık kazandırılması toplumun dijital dönüşüme daha hızlı adapte olmasını sağlayacaktır.
Uluslararası Dijital Girişimcilik Derneği’nin (UDGD) Rolü Uluslararası Dijital Girişimcilik Derneği’nin (IDA) Türkiye’nin yüzüncü yılında dijital dönüşüme yapacağı katkılar, ülkenin sadece küresel rekabetteki konumunu iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda da ileriye taşıyacaktır. Bu çok yönlü etki, Türkiye’nin yüzüncü yılında dijital dönüşümü sadece teknolojik bir yenilik olarak değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün bir aracı olarak da konumlandırabilir. Dijital dönüşüm sadece teknolojik bir olgu değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşümdür. UDGD’nin bu alandaki çalışmaları, dijital teknolojilerin günlük hayata, eğitime ve iş dünyasına entegrasyonunu kolaylaştırarak Türkiye’nin kültürel dönüşümüne katkıda bulunacaktır. Sonuç olarak, Türkiye’nin yüzüncü yılında dijital dönüşüm sadece teknolojik bir gelişme değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir atılım anlamına gelecektir. Bu süreçte atılacak stratejik adımlar Türkiye’yi daha rekabetçi, yenilikçi ve sürdürülebilir bir geleceğe taşıyacaktır.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Ancak ifade edilen görüş ve düşünceler sadece yazar(lar)a aittir ve Avrupa Birliği veya Avrupa Eğitim ve Kültür Yürütme Ajansı’nın (EACEA) görüşlerini yansıtmak zorunda değildir. Ne Avrupa Birliği ne de EACEA bunlardan sorumlu tutulamaz. 2021-1-TR01-KA210-YOU-000027475